Adım Ceren. İzmit Yahyakaptan’da otel görüşmelerine çıkan, ama girdiği her odadan bir adamı hâlâ yatağın içindeyken susturup çıkmayı bilen bir kadınım.
Ben yalnızca bir yahyakaptan otel escort değilim.
Ben erkeklerin “sadece seks olsun” diye başladığı geceleri, diğer ruhunu sorgulatarak sabahlatan kadınım.
Bu geceyi anlatacağım çünkü 408 numaralı odada yaşananlar, yalnızca bir otel macerası değil, bir adamın kendini unuttuğu andı.
Görüşmeden önce telefonda tek bir şart koydum:
“Duygusuz bir seks istemiyorsan, kapıyı çıplak aç.”
Sessizlik oldu. Ama sonra “Tamam” dedi.
Otele girdiğimde resepsiyon görevlisinin bakışları bile üzerimde kaydı. Üzerimde dar bir jean, açık omuzlu siyah bir üst. Dudaklarım kırmızı, gözlerimde iz bırakacak kadar koyu bakışlar.
Asansöre bindim. 4. kata çıktım. Kapı aralıktı.
Yavaşça içeri girdim.

O, dediğim gibi… çıplaktı.
Ama bu, hazırlıktan çok teslimiyetin işaretiydi.
O an anladım: bu gece yalnızca sevişmeyecektik.
Ben onu yönetecek, parçalara ayıracak ve sabah geri toplayacaktım.
Kapıyı kapattım. Hiç konuşmadım.
Yavaşça üzerime yaklaştı.
Elini kalçama koyduğunda eli titriyordu.
Ona döndüm, “Diz çök,” dedim.
Çöktü.
Elimi saçlarına koydum. Dudaklarımı alnına bastırdım.
Sonra onu yatağa yatırdım.
Üzerine çıktım.
Üstümdeki bluzu yavaşça sıyırdım. Sutyenimi çıkardığımda gözleri doldu.
“Sen… farklısın,” dedi.
“Henüz başlamadık bile,” dedim.
Göğüslerimi dudaklarına götürdüm. Avuçlarıyla kavradı.
Ben kalçama yasladım kendimi. İç çamaşırımı sıyırdı.
İçine girdiğinde boğazımdan yükselen sesle otel duvarları titreşti.
Yatakta bir değil, beş pozisyon…
Birinde üzerindeydim.
Birinde dört ayak.
Bir diğerinde pencere önüne yasladım onu.
Kalçama vuran elleriyle diğer nefesini kaybediyordu.
“Ben seni bir gece istedim,” dedi.
“Ben seni sabaha bağladım,” dedim.
Gecenin sonunda, yatağın ucunda elleriyle saçımı tarıyordu.
“Yeniden görüşmek isterim,” dedi.
“408’in kapısı bir kez açılır. Sonrası hayaldir,” dedim.
Çünkü ben Ceren’im.
İzmit escort hizmeti deyip geçemezsin.
Ben Yahyakaptan’da yalnızca diğer otel odasına değil, zihne de iz bırakırım.
Ve sabah uyandığında hâlâ kokum yastığındaysa…
Demek ki iyi iş çıkarmışımdır.