Ben Elif. İzmit’te yaşıyorum. Ama sadece yaşamakla kalmam, geceleri bu şehri arzuya boğarım. Gündüzleri kimse beni fark etmez; kahvemi içer, işime gider, göz kontağı bile kurmam. Ama geceleri… hele ki arayıp bulduysan, o başka. Çünkü ben tek başıma da yakarım ama en iyi yanarken çoğalırım. Bu gece yalnız değildim. En yakın dostum Berna’yla birlikteydim. O da benim gibi hem zarif hem diz çöktüren kadınlardan. Biz birlikte çalıştığımızda, o odaya giren erkek, çıkarken sadece vücudunu değil, kimliğini de bırakır. Bu gece, Kocaeli’nin merkezinde, bir rezidans dairesinde, tek bir adamla üç kişi olduk. Ama gece boyunca sayıların hiçbir önemi yoktu. Çünkü içeri giren adam, iki farklı kadının ellerinde yeniden doğdu.
Berna’yla birlikte kapıdan içeri girdiğimizde adam şaşkınlıktan gözlerini bizden ayıramadı. Üzerimizde uyumlu saten elbiseler, gözlerimizde avını seçen bir yırtıcının kararlılığı vardı. Ayakkabılarımızı çıkardık, çantalarımızı bıraktık, bakışmadan odanın içine ilerledik. Sessizlikte bir erotizm vardı ve bunu kullanmasını biz çok iyi biliriz. Oturma grubuna oturduk, bacak bacak üstüne attık. Adam karşı koltukta, eliyle boynunu ovalıyor, nereye bakacağını kestirmeye çalışıyordu. O an ona gülümsedim, yavaşça kalktım ve dizlerinin önüne eğildim. Ellerimi bacaklarının iç kısmına koyup usulca yukarı kaydırdım. Dudaklarıma “Ne kadar sabredebilirsin?” diye fısıldadım. Berna o sırada gömleğini açıyor, dudaklarını hafifçe ıslatıyordu. Adamın gözleri karardı. Çünkü sadece dokunmak değil, teslim olmak istiyordu.
Ben onu yavaşça kanepeye yatırdım. Tişörtünü sıyırdım, göğsüne dudaklarımı koyarken, kalçasına Berna’nın elleri yerleşti. Biz birlikteyken beden koordinasyonunu bile müzik gibi ayarlarız. Biri öperken diğeri okşar, biri içeri davet ederken diğeri dışarı sürükler. Adam o an kime döneceğini şaşırmıştı. Ben dudaklarımı yavaşça göğsünden aşağı kaydırırken, Berna kulak memelerine dilini gezdiriyordu. İç çamaşırını ben çıkardım, ilk teması ben başlattım. Avuçlarımda büyüyen arzunun kokusunu içime çektim. Yavaşça içine aldığımda inlemesiyle birlikte ritim başladı. O sırada Berna tamamen soyunmuştu. Kalçası göz kamaştırıcıydı. Göğüslerini adamın yüzüne yaklaştırdı. Ben aşağıdaydım, Berna yukarıda. Üçgen bir döngü gibi birleşiyorduk.
Yatak odasına geçtiğimizde artık hiçbirimiz ilk halimizde değildik.
Adam çırılçıplaktı ama asıl çıplak olan içindeki bastırdığı tutkuydu. Ben dört ayak üzerine geçtim. Kalçamı yukarı kaldırdım. Arkama geçip girdiğinde Berna dizlerimin önünde durdu. Dudaklarımı öptü, göğsümü avuçladı. Aynı anda iki kadının temasını yaşarken gözleri devrildi. Durmadık. Pozisyonlar arasında onunla dans eder gibi kaydık. Berna üzerine çıktı, ben saçlarını tuttum. Sonra yer değiştirdik. Ben adamın beline sarıldım, Berna onun sırtına tırnaklarını geçirdi. Her seferinde farklı bir pozisyon, ama hep aynı zevkin sınırını zorlayan tempo.
Saatler geçti. Üç kez zirveye ulaştı, ama durmadı. Çünkü biz iki kadın değiliz; biz geceyi ele geçiren iki şeytanız. Bizi tercih eden, sadece bir escortla değil, kendi karanlık arzularıyla da sevişir. Gecenin sonunda yatağın kenarında sigarasını içerken bizi izliyordu.
“Size sahip olmanın bedeli nedir?” diye sordu.
“Sen bu gece bedel ödemedin,” dedim. “Sen bu gece kendi kontrolünü bize verdin.”
Ben Elif. O Berna. Biz Kocaeli escort bayanlar arasında sadece seks sunmayız, zihinleri ele geçiririz. İzmit’te gecelik ilişki isteyen çok olur ama bizimle yaşanan her gece, sabaha kadar sürse de bir ömürden fazla yer kaplar.
